"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek; “Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.” diyecektir. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!"

21 Haziran 2010 Pazartesi

Ey Siz Her Donemin Vizyon Sahipleri...

Ermeni meselesi tartışılırken en doğru en haklı en ileriyi gören yorumları sizler yaparsınız, ekranlara doymazsınız, bildirilere imzalar bitmez, ülkenizin tarihini aşağılamalar sizde, “dünya değişti vizyon sahibi olmalı” deyip halkınızı küçümseyerek binlerce makale döşeyen sizler… Türkiye’ye dayatılan Türkiye’ye boyun eğdirilen tüm Ermeni tezlerini dillendiren, Ermeni sözcülüğüne soyunan sizler.. Ne idüğü belirsiz protokollara devlet ciddiyeti hiçe sayılıp imzalar atarken hep haklı çıkan sizlerdiniz, bugün Ermeniler’le restleşip kapıları kapatırken haklı çıkan yine vizyon sahipleri sizler.

Kıbrıs meselesi tartışılırken Rum kesimi iddialarını dillendiren siz vizyon sahipleri, alttan almalar, taviz vermeler, dünya değişti reformlar açılımlar diyerek binlerce makaleyi üstelik bu toprağın insanlarını aşağılayarak yazanlar ekranlara doymayanlar sizler.. Neredeyse el altından buradan giden vizyon sahipleri, sözcüleriyle Rum Kesimi’yle birlikte nerdeyse ortak kararlar alıp ortak toplantılar yapanlar hep siz vizyon sahipleri, o günlerde hep haklı sizlerdiniz, bugün Kıbrıs’la her şey sıfıra sıfır elde var sıfır, haklı olan yine siz vizyon sahipleri..

ABD Irak’ı işgal hazırlığı içinde ABD askerlerine coşkulu yazılarıyla destek veren sizler, ABD’yi teknolojisini askerini övmeler sizde.. Türkiye mutlaka savaşa girmeli diye yüzlerce yazı yazan sizler, Türk Ordusu’nu savaşa teşvik yazıları yazan sizler.. Bir buçuk milyon insan öldü Hazreti Ali’nin türbesi bombalandı, Felluce’de Kerkük’te hiçbirinizin tek satır bahsetmediği onbinlerce insan ABD askerlerince öldürüldü, o günlerde siz vizyon sahipleri haklıydı, bugünlerde ABD’nin kontrolünde PKK bizleri öldürüyor yine haklı olan siz vizyon sahipleri..

Henüz birkaç yıl önce Barzani her sabah yataktan kalkar kalkmaz Kerkük’ü alacağım, Kerkük Kürt’tür deyip ve bunu yıllarca her gün söyleyen ve bu her gün söylenip Türkiye halkını kışkırtan galeyana getiren lafları her gün ekranlarında birinci haber olarak verirken o günlerde hep siz haklıydınız vizyon sahipleri, bugün takım elbise giydirilip devlet başkanı gibi Cumhurbaşkanlığı köşklerinde ağırlanırken yine hep siz haklıydınız vizyon sahipleri..

Tayyip Erdoğan’a biçilen Orta Doğu Eş Başkanlığı’nı büyük devlet adamlığı, Türkiye dünya devleti diye yorumlayıp bal akan yağ akan binlerce makale yazan ve hep haklı çıkan siz vizyon sahipleri, bugün ABD’de siyasi kişiliği tartışma konusu yapılmaya başlayınca yine haklı olan sizsiniz vizyon sahipleri..

Türkiye AB’ye mutlaka girmeli, en alttan alan, sömürge andlaşması olan ve tarihte eşine rastlanmayan gümrük andlaşmalarını görmezden gelen, aşağılanan, yalvaran, her tavizi veren, Avrupa Birliği sözcülerinin hakaretlerini ‘nur yağıyor’ diye manşete çeken siz vizyon sahipleri, o günlerde de haklıydınız, küfredilerek kovulduğunuz bugünler de yine siz haklısınız..

Avrupa Birliği sözcülerinin aşağılamalarına karşı çıkan herkesi Saddamcılıkla, Kaddaficilikle, dünyadan dışlanmış Kuzey Korecilikle aşağılayıp ekranlardan kahkahalar atarak dalga geçen sizler, bugün Cumhurbaşkanının Kuzey Kore’ye ziyaretini ‘dünya açılımı’ olarak yazıp yine haklı çıkan sizler.

Bunlar Ergenekoncu, batıyla ilişkilerimizi kesip bizi Rusya’ya Çin’e bağlayacaklar deyip milli güvenlik kurulunda görevler yapmış emekli generalleri dahi Ergenekonculuktan içeri atarken hep sizler haklıydınız, bugün Rusya’yla nükleer imzalar atarken yine haklı olan vizyon sahipleri.

İçi boş olan sadece ‘açılım’ değil, otuz yıldır aralıksız yazdığınız ve her birinizin yüzbin kez kaleme aldığı ‘reform’ ‘değişim’ kelimeleriyle büyük ve haklı bir şöhrete kavuştunuz, otuz yıldır maaşı kesilmeyen bu muhteşem kelimelerle hep siz haklı çıktınız.. Özal döneminde haklıydınız, Tansu döneminde haklı, Mesut Yılmaz iktidardayken siz haklıydınız, Demirel, Tayyip, hep vizyon sahipleri haklı.. Üzülmeyin iktidar değişir sizler yine içi boş ‘açılım’ ‘reform’ ‘değişim’ kelimeleriyle binlerce makale döşeyip yine haklı çıkarsınız..

Reagan Thatcher varken siz haklıydınız Bush’lar geldi gitti siz haklısınız, Sovyetler çöktü, Gorbaçov’u dünya unuttu Yeltsinler gitti Putin’ler geldi, Saddamlar gitti ABD geldi, Bosna, Çeçenistan, Irak, Afganistan tüm dünya tarihinde görmedikleri kadar soykırımdan geçirildiler, hep siz vizyon sahipleri haklıydınız.

Aslında Türkiye’de görünmez ama varlığı aşikar bir Mavi Marmara gemisi var, bir dahaki sefere içine Birandları, Altanları, Ilıcakları, Barlasları, Çandarları da mutlaka almalılar, çünkü bu gemi batıya da gitse haklısınız doğuya da gitse haklısınız, bu gemi İsrail’e gitse de haklısınız Pensilvanya’ya gitse de haklısınız, Serdar Turgut gibi penis yazıları yazarken de haklıydı Fethullah Gülen’i överken de haklısınız.

Atatürk’e Cumhuriyete bağımsızlığımıza en aşağılık hakaretleri yaparken hep sizler haklıydınız, Fethullah Gülen’e tek cümlecik eleştiri dahi yapamayıp korkup sinerken yine siz vizyon sahipleri haklısınız.

Aktütün Dağlıca karakolları basılırken Türk Ordusu kendi askerleri öldürdü diye manşet çekenler ve aylarca ekranlarından Anadolu halkının kalbini dirliğini güzelliğini bozan yayınlar yapıp ‘asker’i halkın gönlünden silmeye çalışan yayınlar yaparken sizler haklıydınız, bir yıl sonra, asker öldürmedi ihmali var deyip düzeltme yaparken yine siz haklıydınız, bugün cenazeler kaldırılırken Kahraman Şehidlerimiz diye nutuklar irad ederken yine haklı olan siz vizyon sahipleri..

Bin yıl geçse dünyanın tüm hukuk mekteplerinde ‘mizah’ olarak okutulacak Ergenekon Balyoz Kafes yaygarasını ‘iddialar var efendim iddialar var efendim’ diye sabahlara kadar televizyonlarda dillendirirken hep siz haklıydınız, neymiş bu iddialar, bir delil bir belge diyenleri de ‘sulandırıyor’ diye bir daha içeri atarken yine siz haklı olan vizyon sahipleri..

Siz vizyon sahibiniz, Türkan Saylan’ın evini ‘iddialar var efendim’ diye basarken siz haklıydınız, Erol Manisalı’nın evi ‘iddialar var efendim’ diye basılırken siz haklıydınız, İlhan Selçuk sabahın dördünde götürülürken ‘iddialar var efendim’ diye yaygara koparan sizler haklıydınız, Kanadoğlu’nun evi basılırken ‘iddialar var efendim’ diye haklı olan yine sizdiniz, bir Cumhuriyet Başsavcısı makamında dünya tarihinde eşine bir daha rastlanmayacak şekilde hapse tıkılırken yine siz haklı olan vizyon sahipleri..

Yazarlar generallar savcılar avukatlar içeri tıkılırken ‘hukukun işine karışmayın’ diye Amerika’dan laf yetiştiren Başbakan ve şürekası ve siz vizyon sahipleri haklıydınız, bugün aynı hukuk salıverince ‘tuz koktu, hukuk zıvanadan çıktı’ diye yayın yapan siz vizyon sahipleri haklısınız, anayasa mahkemesi kararları yok sayılsın diye darbecilerin bile ağzından çıkmayan lafları ederken yine haklı olan siz vizyon sahipleri.

İfade özgürlüğü her şeydir evet her şeydir ancak ‘ifade özgürlüğünü’ PKK sözcülüğünde kullanırken ve ifade özgürlüğüyle ülkeye savaş ilan eden gözdağı tehdit iç savaş kışkırtıcılığı yapanları ekranlara sabah akşam çıkartırken yine siz vizyon sahipleri haklıydınız.

Anadilde eğitim, Etnik Kimlik ve işte Kürt Sorunu bir gerçek diye sabah akşam yirmi yıl aralıksız beyin yıkayıp halkımızın açlığına rağmen dayatanlar siz vizyon sahipleri haklıydınız, Kürt Sorunu var deyip kamuoyu oluşturanlar ve Kürt Sorunu vardır cümlesini bir siyasal sorun olarak değil PKK’nın yol haritasına hizmet için görevliymiş gibi yayınlar yapan siz vizyon sahipleri yine haklısınız.. Şimdi şu an ekranlarınızda PKK’nın yol haritasına hizmek eden kaç tanesi aydın yazar adı altında ekranlarınızda, şu an.. Bu insanları şöhret yapan büyüten şişiren ve sabaha kadar ekranlarında zırvalatıp iç savaş kışkırtıcılığı yapan siz vizyon sahipleri yine haklısınız.

Vizyon sahipleri, bu ülkenin gerçek ‘statükosu’, maaşları kesilmez şöhretleri ziyan olmaz, kırk yıldır bir elleri yağda bir elleri balda fasılda geyikte..

Hepinizden Allah razı olsun, bu ülkeyi ‘açılıma’ ‘reforma’ ‘değişimle’ doyurdunuz. Bu ülkeye tlf gazete matbaa fabrika bilgisayar her şey geldi Allahaşükür.. Gelmeyen şey ‘zaman’..

Zaman aynı ‘ortaçağ’ krallıklar padişahlar zamanı.. Değişmeyen süslü şatafatlı nutuklar gözboyayan yazılar ve para sahipleri, neon ışıkları, pırıltılı ekranlar, yan gelip kurulduğunuz televizyonlar, evinizin yatak odasında olmadığınız kadar çok zaman geçirdiğiniz ünlü TV kanalları.. O büyük dev aynalı şatolar gibi, değişmeyen yalılar şatolar maaşlar ve baş makaleleriniz.

Bu topraklara sayenizde ‘zaman’ giremiyor, zaman’ı bugünü dünyayı olup biteni kurduğunuz tahakküm sayesinde halkımız göremiyor, tanımıyor, bilmiyor..

Bu vizyon sahiplerinden dünyada kalmadığını nasıl anlatacağız? Eskiden değirmenlerde ‘hak kaşığı’ olurdu, değirmencinin payını ölçerek aldığı.. Bu gazeteler TV’ler bu topraklarda hangi iktidar gelse ‘hak kaşığıyla’ parsasını topluyor.. Ankara’nın bürokratları İstanbul’un yazarları işte bu ‘hak kaşığı’nın hakkını her dönem değirmenin başını bir şekilde tutup yüreğimizden ciğerimizden beynimizden çoluk çocuğumuzdan istikbalimizden alıyor işte..

Sadece az gelişmiş üçüncü dünya ülkelerinde, iktidarı ele geçirenlerin beslediği tuttuğu kiraladığı saray adamları olarak kullandığı Orta Amerikalar’da Orta Afrikalar’da dahi kalmadığını halkımız nerden bilsin. Bir benzeri benzin istasyonu körfez şeyhliklerinde bir şeyh ailesiyle yönetilen Suud krallığında yaşanan bir doğuştan değişmez bir Tanrısal ‘vizyon’…

Hakikatı saklamak için kullanılan maske örtü çamur iftira soytarı şaklaban illüzyonist görevlerinin her birini kusursuz yerine getiren bu vizyon sahiplerinin örttüğü şudur: 12 Eylül ve hemen sonrasında kimler zengin oldu, 28 Şubat’ta kimler zengin oldu, bugün gencecik çocuklarımız ölürken zengin olan kimlerdir?

Anadolu’nun bu köylü yoksul çocukları kimlerin keyifleri uğruna ölmekte.. Birileri meyhaneden ekranlara ekrandan bölgede bilmem ne toplantılarına büyük önemli devrimci adamlar gibi ağırlanıp keyfini sürüyor, birileri siyaseten askere orduya avukatlara ve yargıçlara karşı kahraman demokratlık yaparak keyfini sürüyor, birileri büyük gazeteci korkusuz şövalye özgürlük savaşçılığı yazıları yazarak keyfini sürüyor.

Ve istisnasız her gazete her TV’de çalışanlar, bu son yirmi yılda cemaat ve benzeri TV’lerin holdinglerin kazandıkları otuz milyar dolar elli milyar dolar nerden kazanıldı sormuyor, soramıyor, soranları orada çalıştırmıyor, ya da holding başına birkaç yılda kazanılan üç-beş milyar dolar nasıl kazanıldı merak etmiyor.

Doğu cephesinde de değişen bir şey yok, birileri siyasetin holdinglerin cemaatlerin TV’lerin gazetele köşelerinde keyfini sürüyor, birileri, Anadolu’nun gerçek sahipleri yoksul köylü çocukları canlarını veriyor..

Van rektör yardımcısı kahrından intihar ederken siz vizyon sahipleri haklıydınız, albaylar şerefsiz ithamları kaldıramayıp intihar ederken siz vizyon sahipleri haklıydınız. Üç kadın bakanın üçü de aynı elbiseyle üstelik bir toplantıda yan yana gelip oturunca haklı çıkan siz vizyon sahipleri, bu üç aynı elbise, liberal İslamcı cemaatçi anı nakarat aynı iftiralar ve hepsi aynı gemide..

Dün Amerika Irak’ı girerken ortalığa ayağa kaldıran bu anti-amerikancı yazarları avukatları askerleri sizi kullanıp tutuklattırdı, aynı Amerika şimdi PKK’yı yine görevlendirdi..

Türkiye PKK’ya karşı değil AB’ye ve ABD’ye karşı savaştığını dünya alem bilirken AB’yi ve ABD’yi koruyan yazıları utanmaksızın yazarken hep siz vizyon sahipleri haklıydınız, bugün Amerika bize niye istihbarat vermiyor diye yakınırken haklı olan yine siz vizyon sahipleri.

Unutmayın, PKK’ya silahlar mayınlar istihbarat eğitim subayları nerden geliyorsa ‘bu vizyon’ bu değişim bu reform bu açılım’lar aynı tezgahtan geliyor…

Düzenbazların tahakküm kurduğu bu dünyada kafanızın karışmasını istemiyorsanız, çok basit bir soru soracaksınız, ölenler kim, servet ve şöhret sahibi olanlar kim?

Nihat Genç
Odatv.com

0 yorum:

Yorum Gönder