"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek; “Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.” diyecektir. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!"

7 Haziran 2010 Pazartesi

33. Kurultayin Ardindan CHP

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin oluşumu ve iktidara geliş sürecini incelediğimizde; Türk halkının temiz siyasetçiye ve adalet ama gerçek adalet isteğine olan talebine sanki cevap verecekmiş gibi algılanarak iktidar olmuştu. Ama gelinen noktada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Türk halkının bu taleplerine cevap vermek bir tarafa tam tersine hem adaletten uzak bir yönetim anlayışı ve hem de; kalkınmaktan uzak bir ülke haline geldik. Adalet ve Kalkınma Partisi adaleti işine geldiği gibi yönetmeye çalışan bir parti oldu. Kalkınmayı da kendi yandaşlarının kalkınması olarak değerlendirdiler. Kısaca AKP tam bir hayal kırıklığı yarattı. Halkın alternatif lider arayışına cevap verecek yapıyı diğer siyasi partiler oluşturamadığından hep bugüne kadar her türlü olumsuzluğuna rağmen yine de tercih nedeni oldu AKP.

Cumhuriyet Halk Partisi’ne baktığımızda son 4-5 yılda örgütle olan bağının kopması ve tüzük değişikliklerindeki anti demokratik uygulamalar yüzünden sancılı günler yaşamaktaydı. Bu sancı dışa tam olarak yansıtılamasa da ağrı yavaş yavaş tüm organları işlevsiz hale getirmişti. Parti üst organlarında emir komuta zinciri halinde;

* Gelişen olayları sorgulamadan
* Olayların analizi yapılmadan
* Üretim olmadan
* Doğru yanlış sorgulanmadan

Tek akıl ve tek adam tarafından yönetilmekteydi. Bu; ortak aklın ve çok sesliliğin zenginlik sayılmadığı ortamda beklenen patlama nihayet gerçekleşti. Gelişen olaylar hiçte şaşırtıcı değildi. Yaşananlar kimileri için sürpriz olarak değerlendirilebilir. Bence bir sürpriz değil hatta gecikilmiş olan bir değişimdir. Kurultay sonucu da buna önemli bir göstergedir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bugün Türk halkının AKP karşısında temiz siyaset ve siyasetçi özlemiyle alternatif lider arayışının tam örtüştüğü bir lider olarak halkla bütünleşti. Yukarıdaki ifade etmeye çalıştığım değerlendirmeler meydana gelen kaset olayi ile uzaktan yakından irtibatlandırılmamasını ve değerlendirmelerinizin bu konu ayrı tutularak ele alınmasının doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü özel hayata müdahale olarak asla tasvip etmediğim o konu zaten ayrı bir değerlendirme ile yargıya bırakılması gerekmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile yakaladığımız bu olumlu ve coşkulu hava bundan sonrada devam etmesi kendi içerisinde yeni düzenlemelerin hayata geçirilmesi ile devam edeceğini düşünenlerdenim. Öncelikli olarak yeni oluşan PM ve MYK isimler olarak örgütte ve toplumda eleştirilmemesi olumlu bir adımdır. Yeni oluşan PM kendi içinde görev dağılımı yaparak dört elden işe sarılması gerekmektedir. Şu anki Parti Meclisini oluşturan arkadaşlarımız kendi konularındaki uzmanlık alanı ve kariyerlerini göz önüne aldığımızda çok başarılı işlerin yapılacağının sinyalini almaktayız. Özlediğimiz tablo olan parti politikalarının Parti Meclisinde şekillendirileceğini düşünüyorum.

Diğer bir yandan geçtiğimiz döneme ilişkin bir değerlendirme yapmak gerekirse biat kültürünün egemen olduğu il ve ilçe yönetimlerinde yeni düzenlemelerin derhal hayata geçirilmesinin ve toplumda saygınlık uyandıracak kadroların derhal oluşturulması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında genel değerlendirmenin Kartal İlçe Yönetimi için de geçerli olduğunu görmekteyiz. Daha bir önceki ilçe kongresi öncesinde atama delegelerle oluşturulan, ahbap çavuş ilişkisi içinde yazılan kongre delegeleri (Kartal’ın tüm mahalleleri için geçerlidir, delegelerin büyük çoğunluğu 3 ilimizin 3 köyünden oluşturulmuştur) yapılan kongre ve kongre sonrası oluşan yönetim anlayışının ne kadar sağlıklı olduğunu söyleyebiliriz.

Dile kolay 15 yıl AKP ve öncesindeki aynı yapı, aynı anlayış Kartal’da 15 yıl belediyeye egemen oldu. Geçen bunca zaman zarfında gerçekleştiremediğimizi, bu dönem gerçekleştirme fırsatı bulduk. Bu Cumhuriyet Halk Partisi için ve Kartal için önemli bir gelişmedir. Sayın Altınok Öz ile yakaladığımız bu başarı küçümsenmemesi gereken bir başarıdır. Bu konuda başarının devamı da yalnızca belediye başkanımızla olmaz. Bu konuda CHP Kartal İlçesi başta yöneticileri ve örgütü bir bütün olarak yerel yönetime destek olmak zorundadır. Bu desteği şu ana kadar görmek mümkün olmadı. Umuyorum bundan sonra yerel yönetim kadrolarımızla, örgütümüz ortak çalışarak el ele vererek çok başarılı projelere yerel yönetim olarak imza atarız. Bu konuda örgüt olarak Belediye Başkanımıza ve yönetimine destek olmak zorundayız. Başarılı işleri alkışlamaktan, desteklemekten, başarılı kişileri de unure etmekten ve motivasyonunu artırmak için kendimizi imtina etmemeliyiz.

Gün kendi içimizde, kısır döngülerle mücadele etme günü değildir. Gün omuz omuza birlikte dayanışma ilk genel seçimlerde iktidara yürümek için mücadele etme günüdür.

Umuyorum ve diliyorum ki CHP’si ülkemizin üstünde oynanan bu ahlaksız ve kabul edilemez siyasi ve ekonomik oyunların aktörlerine öyle bir şamar yapıştırır ki Türkiye’nin bu kötü gidişine halkımızla beraber bir dur der. CHP’nin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu bu kadar hissetmemiştik. Halkın partisi olan CHP’nin gelecek nesillerimize özenerek, kollayarak, gözümüz gibi bakarak, her şeyden sakınarak bırakmamız gereken manevi bir mirasımızdır diye düşünüyorum.

Yildirim Emsiz

0 yorum:

Yorum Gönder