"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek; “Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.” diyecektir. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!"

25 Mayıs 2010 Salı

Neyi Alkışladığını Bilmeyen Toplum

AKP iktidarı 8 yıl boyunca sergilediği yönetim tarzı ile toplumun aklını dönüştürdü, toplumun idrak kanallarını tıkadı. Böylece ortaya bir tuhaf toplum manzarası çıktı. AKP tarafından hipnoz edilen toplum neyi savunduğunu, neye karşı çıktığını bilmeden tepki veriyor.

Bunun en bariz örneğini geçtiğimiz aylarda Danıştay'ın Ankara'da ulaşım fiyatlarını 6 yıl öncesine çeken kararı almasından sonra Recep Tayyip Erdoğan'ın bir toplantıda bu kararı eleştirmek için "Biliyorsunuz Danıştay Ankara'da ulaşım fiyatlarını 6 yıl öncesine getirdi" demesinden sonra salondaki halk bu eleştiriyi desteklercesine alkışlamaya başladı. Yanlış anlaşıldığını gören Başbakan, "Vatandaşım ilk anda bunu anlamayabilir" sözleriyle konuya açıklık getirdi. Orada toplanan halk bu sefer kendi aleyhinde olan durumu da çılgınca alkışladı. Recep Tayyip Erdoğan fiyatların düşürülmesini eleştiriyor ve zammı destekliyor, halkımız da ekonomik krizde inim inim inlerken hangi noktada duracağını bilmiyor.

Özellikle AKP'nin hipnozunda olan toplum, iyi olan nedir, kötü olan nedir birbirinden ayırt edemez duruma gelmiştir. AKP nereye sürüklerse oraya doğru düşünmeden gitmektedir.

Danıştay kararı karşısında menfaatine olan durumu dahi idrak edemeden Recep Tayyip Erdoğan'ı alkışlayan bu kalabalıkların tek örneği bu değildir.

Recep Tayyip Erdoğan bir konu hakkında bir açıklama yapıyor, kalabalıklar alkışlıyor 2 saniye sonra Recep Tayyip Erdoğan o açıklamasının tam tersini söylüyor, aynı kalabalıklar onu da alkışlıyor. Bu normal bir hal değildir. Sosyolojik bir vakadır. AKP'nin son parti kongresinde de buna benzer manzaralara şahit olmuştuk. Recep Tayyip Erdoğan kongre konuşmasında PKK'lı sanatçılara övgüler yağdırıyor, kalabalık alkışlıyor, aynı konuşmasında milli sembollerden, kişilerden bahsediyor aynı kalabalık onu da alkışlıyor.

Türkiye çok kötü bir buhran yaşamaktadır. AKP iktidarı elinde bulunan yönetim devam ettiği sürece Türkiye'nin tüm değer yargıları alt-üst olacaktır. Toplum duyarlılığını, sağlıklı düşünme anlayışını tekrar kazanmazsa, AKP bu durumu fırsat olarak kullanmaya devam edecek, kazanan yandaşlar, kaybeden Türk milleti olacaktır. AKP'nin toplum üzerindeki psikolojik harekâtına karşı direnç göstermek ve bunlardan kurtulmak artık şart olmuştur.

Birey ve toplum kendi hakkını gasp eden, elinden alan bir siyasi iradeye karşı kayıtsız şartsız destek veremez. Bu durum insanın onuruna, erdemine asla yakışmaz.
Hakkını aramak, hakkını korumak zaten yüce Allah'ın insana emrettiği bir ölçüdür.
Bazı beyinsizlerin AKP'ye yalakalık olsun diye yazdığı şiirlerde "Tayyip'i üzmek, Allah'ı üzmektir." şeklindeki sözler gibi değil, asıl Recep Tayyip Erdoğan'ın halka zulüm eden politikaları karşısında onurlu bir duruş Allah'a kulluk görevini yerine getirmek olacaktır. Recep Tayyip Erdoğan ne derse doğrudur şeklinde alkışlayan mantık köle anlayışını kabul eden bir mantıktır.

O, halka hakaret eder, alkışlarsınız, o, vatana her konuda zarar verir, alkışlarsınız, o, İslam'a en büyük ihanetleri gerçekleştirir, alkışlarsınız, o, sadece kendini ve yandaşlarını düşünür, alkışlarsınız, o, Türkiye'den önce ABD-AB'nin menfaatleri için çalışır, alkışlarsınız, o, günden güne zenginleşirken, halkı fakirleştirir, alkışlarsınız. Bu alkışlar Türkiye'ye vurulan birer darbe olmaktadır. AKP'nin politikalarına tutulan her alkış, Türk insanının geleceğini karanlığa doğru sürüklemektedir. Bugüne kadar olumlu bir davranış sergilemeyen AKP'nin alkışlanması, AKP'den sonra iktidara gelecek ve samimi bir şekilde AKP'nin partiler için gerçekten oldukça zorlanacağı günler olacaktır. Çünkü neyi alkışlayacağını bilmeyen bir toplum, AKP'nin Türkiye'ye kazandırdığı en büyük kötülük olmuştur. Bu kötülüğü temizlemek için samimi bir siyasi iradeyi Türkiye özlemle beklemektedir.

Yıldıray Çiçek
Ortadoğu Gazetesi

0 yorum:

Yorum Gönder