"Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek; “Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.” diyecektir. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir." İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!"

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Çetin Yetkin - Atatürk: Ben de Bir İnsanım



"...Beni en çok üzen nedir bilir misiniz? Halkımızın zihninde kökleştirilmiş olan her şeyi başta bulunandan beklemek alışkanlığı... İşte bu zihniyetle herkes büyük bir tevekkül ve rehavet içinde, bütün iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor; fakat nihayet ben de bir insanım birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki..." Atatürk, 6 Mart 1930, Antalya

Cumhuriyet'in 3. yıldönümüydü... O, çevresindeki asker çemberini kaldırtıp, yaverini de uzaklaştırıp halkla birlikte, ellerini iki vatandaşının omuzlarına dayamış yürürken duyduğu mutluluğu tatmak isteyecekti hep. Halk nasıl da kendiliğinden onu incitmemek için arada bir boşluk bırakmıştı o gün. Epey yürümüşlerdi öylece.
"Artık otomobile binseniz..." demişti birileri.
Onlara dönüp demişti ki:
"Sen belki ömründe sevmişsindir. Fakat hiç sevildin mi? Bundaki zevk hiçbir şeyde yok. Hele aşığın Türk milleti olursa..."

Pek çok kaynak kitap tarayarak, Atatürk üzerine yazılan anılardan derleyerek bu kitabı kaleme alan Prof.Dr. Çetin Yetkin:

"O, yalnız bir insandı da. Nasıl olmasın ki Öyle yükseklerdeydi ki, o yüksekliklere kimse erişemezdi. Ama bu yalnızlığı yüreğinde bir sızıydı da. Sayfaları çevirdikçe onun bu yalnızlığı, ulu bir dağın eteklerinden zorlukla seçebildiğiniz doruğun gölgesi gibi düşecek üzerinize. Bu yalnızlıktan kurtulduğu anlar, ulusu ile birlikte olduğu, yurttaşlarıyla birlikte kadeh kaldırdığı, evlerine konuk olduğu, onlarla kucaklaştığı anlardı" diyor.

Atatürk: 'Ben de Bir İnsanım', yaşanmış olaylardan yola çıkarak, Atatürk'ün çocuk ve hayvan sevgisini, doğa tutkusunu, ilişkilerini, öfkelerini, bağışlayıcılığını, hoşgörü ve anlayışını, dostları ve düşmanları karşısındaki tutumunu, özlemlerini, nezaketini, merhametini anlatıyor.

DOWNLOAD

0 yorum:

Yorum Gönder